Kahve Tarihi 1700 – 1750

Kahvenin Tarihi / 1700-1750

1700-1710

1700 – Samuel Carpenter Front Street’in doğusundaki Philadelphia, Pensilvanya’da Ye Coffee House’u kurdu. Bu Pensilvanya’nın kahve evidir.

1710-1720

1710 – Fransa’da demleyerek kahve yapma yöntemi geliştirildi. Bu yöntemde kahve aroması istenen keskinliğe ulaşana kadar kahve çekirdeklerini sıcak suda bekletmek üzere keten poşetler kullanıldı (poşet çaylarda olduğu gibi).

1711 – Jonathan Swift “The Conduct of Allies” adlı kitabında şöyle der: “Londra kahve evinin yankısını krallığın sesiyle karıştırmak birçok kişinin yaptığı bir hatadır.”

1712 – Stuttgart’ta Almanya’nın ilk kahve evi açıldı.

1713 – Fransa kralı 14. Louis Hollandalılar vasıtasıyla farkında olmadan Java adası kahvesi bitkisini elde etti. Bitkinin kaynağı Yemen’e dayanıyordu ve krala Amsterdam belediye başkanı tarafından verilmişti. Kral kahvenin tadını çok sevdi ve nihayetinde Batı kahvelerinin neslini oluşturacak olan bu bitkiyi yetiştirmeleri için kraliyet ailesi botanikçilerine tanıttı (bkz: 1723). 14. Louis’in kraliyet ailesinin kahvelerine devamlı şeker katan ilk kişiler oldukları söylenir.

1715 – Haiti’de kahve tarımı Cizvitler tarafından başlatıldı.

1718 – Hollandalılar kahveyi kolonileri olan Surinam’a getirdi ve önce Fransız Ginesi’nde ve sonra da Brezilya’da tarıma başladı. Bu, kahvenin günümüzde hala temel ekonomik mahsul olduğu Orta ve Güney Amerika’da yayılmaya başlamasının sebebidir.

1719 – Kahve tarımı Hollanda Doğu Hint Adaları’nda o kadar başarılı oldu ki Hollanda Doğu Hindistan Şirketi tüm Avrupa’nın kahve ihtiyacını karşılayabilecek kadar Java kahvesi üretebiliyordu.

1720-1730

1720 – Venedik’in ünlü Caffe Florian kahve evi Piazza San Marco’da açıldı. Şimdilerde Paris’te yüzlerce kahve evi var.

1721 – Almanya’nın ilk kahve evi Berlin açıldı.

1722 – Jonathan Swift şöyle yazdı: “Kahve bizi ciddi, ağırbaşlı ve felsefi yapar.”

1723 – Paris’te izinde olan genç Fransız deniz subayı Gabriel Mathieu de Clieu (Kaptan Gabriel des Clieux) bir kahve fidesini Karayiplerdeki Martinique’e gizlice getirdi. Kahve fidesi kraliyet serasından (Royal Jardin de Plantes) alınmıştı. De Clieu bu kesimi “kralın kahve ağacının şeklini bozmaya isteksiz” olduğu söylenen botanikçi Antoine de Jussieu’den saklayabilmişti. Martinique’e dönen gemide De Clieu korsanlarla karşılaşmanın yanında su kıtlığı ve fırtınalı havaya da katlandı ve bunlara rağmen fideyi seyahat boyunca canlı tutmayı başardı. Tunuslu korsanlar tarafından tehdit edilmeyi de içeren zorluklar De Clieu’nün günlüğünde yazılıdır.

Olaylı yolculuk boyunca kahve bitkisi gereken sıcak ortamı sağlamak tuzlu suyun verebileceği zararı önlemek amacıyla sağlam bir kutu içinde geminin güvertesinde korundu.

Büyük bir fırtına esnasında bitkiyi bağlamak zorunda kaldılar ve hatta De Clieu’yü kıskanan bir başka görevli, bir dalını kırarak bitkiye zarar verdi. Korsan vakasından sonra gemideki su paylaştırıldığında De Clieu suyunun çoğunu bu değerli kahve bitkisi için kullandı.

Nihayet seyahati tamamladıktan sonra, De Clieu kahve bitkisini Preebear’daki verimli Martinique toprağına dikti. Bu, Amerika’da kahve tarımının başlangıcıdır. Kahve bitkisi iyi gelişti ve kısa zamanda çoğaldı. Bitkinin tekrar dikilmesinden üç yıl sonra verim alındı.

Martinique’nin kahve bitkileri De Clieu’nun maceralı yolculuğundan yaklaşık elli yıl sonrasına isabet eden 1777’ye kadar çoğalıp gelişmeye devam etti ve kahve bitkilerinin neredeyse on dokuz milyonu adada yetişiyordu.

Bu, kahve tarımının Haiti ve Meksika ile birlikte Karayiplerde de hızla yayılmasını sağladı.

Martinique’nin orijinal kahve bitkileri Fransız kolonilerindeki bütün kahvelerin kökenidir ve günümüzde de dünya üzerindeki kahvenin %90’ı bu ilk nesilden gelir.

1727 – Brezilyalı Yarbay Francisco de Palheta’nın Paris’ten kaçırdığı tohumların kullanılmasıyla Brezilya’da kahve tarımı başladı ve ülkede kahve endüstrisi böylelikle ortaya çıktı. Bir National Geographic yazısında “Kahvenin James Bond’u” olarak anılacak olan Palheta, devleti ve Brezilya İmparatoru için bir görevdeydi: Fransız Ginesindeki Hollanda kolonileri arasında bir sınır anlaşmazlığı için hakemlik yapması gerekiyordu. Sorunu çözdü ve aynı zamanda Fransız Ginesi yöneticisinin eşiyle bir ilişki yaşadı.

O zamanlar Fransızlar kahvenin başka yerde yetiştirilmesini engellemek için önlemler alıyorlardı. Yöneticinin eşi Palheta’ya içinde verimli tohumlar ve bazı değerli fidelerin gizlendiği bir ayrılık buketi verdi.

Brezilya’da kahve tarımı 1822’deki bağımsızlığa kadar gelişmedi (bkz: 1822).

1730-1740

1730 – İngilizler sonunda Blue Mountains’ta kahve tarımında önde gelecek olan Jamaica’ya kahve tarımını tanıttı. Kahve bitkilerini ilk getiren, korsanları takip etmekle ünlü olan İngiliz Jamaica yöneticisi Sir Nicolas Lawes’dir.

İlk dikimler St. Andrew’in eteklerinde gerçekleşti ve ardından tarım günümüzde hala dünyanın en saygın gurme kahveleri arasındaki yerini koruyan Blue Mountain Kahvelerinin üretildiği verimli topraklara ve ideal iklime sahip Blue Mountains’a yayıldı.

1732 – Tek perdelik operet Kaffee Kantate, Johan Sebastian Bach tarafından bestelendi. O zamanlar kısırlığa yol açabileceğine inanıldığı gerekçesiyle kadınların kahve içmesini engellemeye çalışma hareketi baş gösterdi.

Mizahi eser Bach’ın sık sık çalışmalar yaptığı ve sahne aldığı Almanya’daki Zimmerman Kahve evinde Bach’ın cemiyeti (Bach’s Collegium) tarafından sergilenecek bir performans için bestelendi. Bach’ın kızlarından biriyle olan konuşmasından ilham alarak bu besteyi yaptığı söylenir.

Hikâye, baba Schlendrian’ın şu sözleriyle başlar: “Seni hınzır çocuk, seni laftan anlamaz kız! Sana dediğimi ne zaman yaptırabileceğim? Bırak artık kahveyi!”

Lieschen cevap verir: “Baba, acımasız olma! Günde üç kez kahvemi içemezsem, acımdan kızarmış keçi eti gibi büzüşürüm.”

Ardından Lieschen Arya’da şöyle der: “Mm nasıl da güzel kahvenin tadı, bin öpücükten daha lezzetli, misket şarabından daha yumuşak. Kahve, kahve içmeliyim ve eğer ödüllendirmek isterse biri beni, bana biraz kahve versin!”

Schlendrian cevap verir: “Eğer kahve içmeyi bırakmazsan ne bir düğüne gidecek ne de yürüyüşe çıkacaksın bundan sonra! Ah! Ne zaman dinleteceğim sana sözümü? Bırak kahveyi!”

Lieschen, “Öyle mi, peki. Sadece kahvemi ver bana!” der.

Buna karşılık Sclendrian: “İşte şimdi yandın seni küçük yaramaz kız! Sana o son moda çubuklu eteklerden almayacağım.”

Lieschen: “Bununla kolayca başa çıkabilirim.”

Schlendrian: “Bundan sonra pencerede durup gelip geçen insanları da izlemeyeceksin.”

Lieschen şöyle cevap verir: “Onu da kabul ediyorum, yalvarırım artık beni kahvemle rahat bırak!” ve ardından Schlendrian, “Dahası, benden başlığın için hiçbir altın ya da gümüş şerit istemeyeceksin.” der.

Lieschen: “Peki peki, sadece beni zevkimle yalnız bırak!”

Schlendrian şöyle cevap verir: “Seni söz dinlemez Lieschen seni, demek hepsine razısın!” ve Arya’da, “Taş kalpli kızlar öyle kolay yenilmez. Ancak birisi onların zayıf noktasını bulduğu zaman… Ah! İşte o zaman başarılı olur.” der.

Resitatif’te devam eden Schlendrian: “Şimdi babanın söylediklerini dikkate al!” Lieschen cevap verir: “Her konuda babamı dinlerim ama kahve konusunda değil.”

Schlendrian: “Peki o zaman hiçbir zaman evlenmeyeceğine yemin edeceksin.”

Lieschen: “Ah evet baba, bir eş!”

Schlendrian: “Asla öyle bir şey olmayacağına yemin ederim.”

Lieschen cevap verir: “Kahveyi bırakana kadar mı? Bundan böyle kahveye sonsuza kadar dokunmayacağım! Baba, dinle, artık hiç içmeyeceğim.”

Bunun üzerine Schlendrian: “O halde eninde sonunda evleneceksin.” der.

 

Lieschen Arya’da: “Bugün bile içmeyeceğim baba, emin olabilirsin. Ah! Bir eş! Gerçekten kusursuz ölçüde uygun bir şey bana! Keşke bu bir an önce olsa da uyumadan önce kahve içmek yerine uygun bir sevgiliyle olsam!”

Anlatıcı Resitatif’te şöyle devam eder: “Yaşlı Schlendrian kızı Lieschen için uygun bir eş bulmak için hemen çıkıp gider ancak Lieschen gizlice şunun bilinmesini sağlar: “Bana söz vermediği takdirde hiçbir aday evime giremez ve istediğim zaman kahve içebileceğim de evlilik sözleşmesinde yazılıdır.”

Ardından üç kişilik grup (trio) ekler: “Kedi, fare yakalamaktan alıkonulamayacağı gibi kızlar da kahvelerine sadık kalacaklar. Anne kahve içmeye devam ediyor, büyükanne de öyle; bu durumda kızları kim engelleyebilir?”

Bach’ın Kaffee Kantate’yi yazma amaçlarından biri bu hareketi protesto etmekle beraber kraliyet üyeleri ile toplumdaki üst sınıfın sıradan insanları kahve içmekten caydırmaya çalışmalarını eleştirmektir hatta eserin bazı kısımları sadece bu saygıdeğer içeceğe bir övgü olarak yazmıştır.

1734 – San Domingo bölgesinde (şimdiki adıyla Haiti) kahve tarımı başladı. Bundan elli yıl sonra bölge küresel kahve ihtiyacının yarısından sorumlu hale geldi.

Ancak Fransız kolonilerinde kahve tarımı için çalıştırılan Afrikalı işçi kölelerin yaşadığı korkunç koşullar huzursuzluğa yol açtı ve hatta bu huzursuzluk ülkenin kahve endüstrisini uzun süre sekteye uğratan Haiti Devrimi ile sonuçlandı.

1737 – New York’taki Broad Caddesi’nde (Broad Street) Exchange Kahve Evi (Exchange Coffee House) açıldı ve sonunda hem içeride hem de yol üzerinde birçok ticaret eşyasının açık artırma merkezi haline geldi.

1750 yılında bu kahve evinin adı “Gentlemen’s Coffee House and Tavern” olarak değiştirildi. Daha sonra Broadway’e taşındı ve adı öyle kaldı. Ardından 1753 yılında Wall Street’in yakınında Front Street’teki Hunter’s Quay’e taşındı.

1737 – Merchants Coffee House denizci Daniel Bloom tarafından Wall Street ve Water Street’in (eski adı Queen Street)  kuzeybatısında açıldı. Merchants Coffee House zamanla kıyının daha aşağısında olan Exchange Coffee House’dan daha popüler hale geldi.

Bloom 1750’li yıllarda hayatını kaybettikten sonra Kaptan James Ackland kahve evini devraldı ve ardından Luke Roome’a sattı. O da 1758 yılında kahve evini Dr. Charles Arding’e sattı ve Arding de onu toprak sahibi Mrs. Mary Ferrari’ye kiraladı. Ferrari 1772 yılında Khve evini caddenin karşı çaprazında yeni bir yapıya taşıdı (Water ve Wall caddelerinin güneydoğu köşesi).

Daha sonra Merchants Kahve Evi İngiliz işgali sırasında faaliyet merkezi haline geldi ve ticaret yeri olmanın yanında ele geçirilen gemilerin satışa sunulduğu bir yer oldu. Ticaret Odası toplantıları üst katta düzenleniyordu.

Buranın 1784 yılında New York Bankası’nı kuran adamların toplanma yeri olduğu da söyleniyordu.1765’te vatandaşlara Damga Kanunu’na karşı ayaklanmayı durdurmalarına dair emrin bildirildiği yer de burasıydı. 1790’da malların yeminli komisyoncular tarafından ilk kez halka açık bir şekilde satıldığı yerdi.

1774 yılında Merchants Kahve Evi vatandaşların Massachusetts kolonisi ile nasıl iletişim kuracaklarını ve İngiliz baskısına karşı koymak üzere nasıl işbirliği yapacaklarını tartışmak üzere toplandıkları yerdi. Toplantı, kolonilerdeki vekillerden oluşacak bir kongre önerisi içeren ve “erdemli ve cesur bir birliğin” öngörüldüğünü yazan bir mektupla sonuçlandı.

Locaların ve derneklerin toplantıları ve böyle konuların konuşulduğu diğer önemli toplantılar, Merchants Kahve evini bölgede etkili bir hükümet merkezi haline getirdi.

23 Nisan 1789’da yeni seçilen başkan George Washington hem şehrin valisi hem de ülkenin yöneticisi tarafından Merchants Kahve Evi’nde tebrik edildi. 1804 yılındaki yangın, Merchants Kahve Evini yok etti.ii

 

Kahve Tarihi / Kahve’nin Keşfi
Kahve Tarihi 1600 ve Öncesi

Kahve Tarihi 1600 – 1650
Kahve Tarihi 1650 – 1700
Kahve Tarihi 1750 – 1800
Kahve Tarihi 1800 – 1850
Kahve Tarihi 1850 – 1900
Kahve Tarihi 1900 – 1950
Kahve Tarihi 1950 – Bugün

3 Eylül 2015

1 responses on "Kahve Tarihi 1700 - 1750"

Leave a Message

Copyright EK Media